Maliki Mezhebi Nedir Nasıl Oluşmuştur ?!

Maliki mezhebi, önce Hicaz bölgesinde yayılmış, sonra İmam Malik’in Esed b. Furât, Abdullah b. Vehb, Abdurrahman b. Kasım gibi talebeleri vasıtasıyla Mısır, Kuzey Afrika ve Endülüs'e yayılmıştır. Hatta bu mezhep bir zamanlar İspanya'da Endülüs Emevî Devleti'nin resmî mezhebi olmuştur. Günümüzde Mısır'da, Kuzey Afrika'da (Tunus, Cezayir, Fas), Sudan'da Maliki mezhebi çok yaygındır. Hicaz bölgesinde ise, Mâlikîler'in sayısı oldukça azdır.
Maliki mezhebi iki yolla yayılmıştır. Bunlardan biri İmam Malik’in yazdığı eserler, ikincisi de onun talebelerinin tedvin ve eğitim faaliyetidir. Ülkenin çeşitli bölgelerinden özellikle de Mısır ve Kuzey Afrika tarafından gelen öğrenciler daha sonra bölgelerine dönerek İmam Malik’in görüş ve fetvalarını yaydılar. Sahnûn'un (ö. 240/854) öncülüğünde tedvin edilen ve İmam Malik’in ve yakın öğrencilerinin görüşlerini toplayan el-Müdevvene isimli hacimli eser, Muvatta ile birlikte Maliki mezhebinin temel iki kitabı sayılır.

Maliki mezhebi, fıkıh ekollerinin kronolojik sıra itibariyle ikincisi olup, büyük hadis ve fıkıh bilgini Malik b. Enes'e nisbet edildiği için bu isimle anılmıştır. İmam Malik b. Enes, 93 (712) yılında Medine'de dünyaya geldi. Orada yetişti. Medine o dönemde, Peygamber'in hadisleri ve sahabe ve tâbiûn fetvaları bakımından bir merkez idi. Malik b. Enes böylesine zengin bir ilim atmosferinde eğitim öğretim gördü. İbn Hürmüz, İbn Ömer'in azatlısı Nâfi`, İbn Şihâb ez-Zührî, Yahya b. Saîd gibi tanınmış tâbiûn bilginlerinden hadis ve fıkıh dersleri aldı. Olgunluk çağına gelince, Medine'de Mescid-i Nebevî'de ders ve fetva vermeye başladı. Döneminde Medine fıkhının imamı olarak tanındı, etrafında geniş bir ilim halkası oluştu, öğrenciler yetiştirdi ve 179 (795) yılında vefat etti.

Öğrencilerinin rivayetlerinden ve mezhebin usulünü yazan âlimlerin ifadelerinden İmam Malik’in hüküm istinbatında kitap, sünnet, icmâ, sahabe kavli, örf ve âdet delilleri dışında kıyas, istihsan, mesâlih-i mürsele, sedd-i zerâi` gibi fer`î delillere de başvurduğu anlaşılmaktadır. İmam Malik’in fıkhının en belirgin özelliği, Medine halkının uygulamasına (ameli ehl-i Medine) çok önem vermesidir. O haber-i vahidi kabul için, bu haberin Medinelilerin ameline muhalif bulunmamasını şart koşmuştur. Ona göre, Medinelilerin ameli mütevâtir sünnet mesabesindedir. Zira İmam Malik zamanındaki Medine tatbikatı, Hz. Peygamber döneminden tevatür sayısının çok üzerinde topluluklar aracılığıyla intikal ettirilmiş uygulamalardır. Hz. Peygamber yaklaşık on yıl onların içinde yaşamış, onların örf ve âdetlerini görmüş, İslâm'ın ruhuna aykırı olanlarını ilga etmiş, bir kısmını düzeltmiş, diğer bir kısmını da olduğu gibi bırakmıştır. Şu halde bu uygulamanın (amelin) mütevâtir sünnet mesabesinde sayılması gerekir.

Post a Comment

Daha yeni Daha eski